Fevzi Çakmak Mah. Hacı Bayram Cad. No:11 Karatay / KONYA

Matbaa Tarihçesi

Matbaa Tarihçesi

Tarihte ilk olarak Uzak Doğuda kullanılan matbaacılık teknikleri daha sonra tüm dünyaya yayılmıştır. 1450’de Johannes Gutenberg’in matbaa devrimini başlatmasıyla günümüzdeki seri üretim anlayışı mümkün kılınmış ve matbaacılık gelişerek günümüzdeki son halini almıştır.

Matbaa ilk olarak uzak doğuda kullanılmaya başlanmıştır ve M.S 593 yılında Çin’de ilk matbaa makinesi icat edilmiştir. İlk matbaa teknikleri ve işçilikleri oldukça ilkel olmuştur. İlk basılan eserin İmparatoriçe Shotoko’nun Budizm’in Kutsal Metinlerini Sanskrit dilinde Çin alfabesiyle bastırdığı rivayet edilir. Pi Sheng adındaki bir Çinli’nin porselenden harfler kullanıp bunları teker, teker dökerek baskı yapmayı denediği tarih notlarında yer almaktadır. Daha sonra Uygurlara geçiş yapan matbaacılık, aslında çok eski geçmişi olan bir baskı tekniğidir. Araştırmacıların Tu-Hang mağarasında buldukları bir takım tarih kalıntıları bunu destekler niteliktedir. 5. yüzyıla baktığımızda baskı yönteminin ilk olarak kumaşlara yapıldığı görülmektedir. Matbaaya benzer bir teknikle Mısır’da ağaçtan oyma kalıplarla kumaşa baskı yapılırmış. Zamanla aynı sistemle Arapça metinler de kağıtlara basılmıştır.

    • Avrupa’da Matbaa
      Johannes Gutenberg

      Avrupa Matbaacılık tekniklerini, Hollanda’da en üst seviyeye taşımıştır. 14. ve 15. yüzyıllar matbaanın parladığı ve ilerlediği dönemlerden biri olmuştur. 15. yüzyılda Hollanda baskı tekniği olarak, “hattat” ve “hakkak” tekniklerini kullanmıştır. Hattatlar, yazı yazar; hakkaklar ise bu yazıları tahtalara geçirirlermiş ve bu baskıda genellikle tahta kapılar kullanılırmış. 1450 yılında Johonnes Gutenberg hareketli parçalarla yazı baskısı yapabilen bir matbaa makinası icat etmiştir. Johannes Gutenberg, zamanın kredi vereni Johann Fust’dan aldığı krediyle, basımevi kurmuş ve matbaa devrimini başlatmıştır. İlk olarak İncil’in basımı yapılmış ve gayet uygun fiyatlarla satışına başlanmıştır. Kısa süre çok fazla talep gören bu yeni matbaa tekniği, tüm Avrupa ülkelerine hızla yayılmıştır. Bu teknik “tipo” olarak isimlendirilmiş ve ekonomik anlamda büyük kazançlar getirmiştir. Johannes Gutenberg dünyada modern matbaacılığın babası kabul edilir.

    • Osmanlı’da Matbaa

      Rahmi Koç Müzesi’nde baskı makinelerine yönelik sizler için keyifli bir tarih turu yaptık. Ülkemizde kullanılan baskı makinelerinden bir eşinin daha olmadığı yalnızca Rahmi Koç Müzesi’ne bağışlanan onlarca makine var. Sultan 2. Beyazıt’ın 1492 yılında topraklarına kabul ettiği engizisyondan kaçan Yahudiler, matbaacılık tekniğini beraberlerinde getirmişlerdi. Osmanlı’ya gelişlerinden hemen bir yıl sonra, David ve Samuel ibn Nahmias kardeşler 1493 yılında İstanbul’da ilk basımevini (matbaayı) kurdular. Osmanlı topraklarında çalışan ilk matbaadan 234 yıl sonra Osmanlı’nın İslam tebaasından olan İbrahim Müteferrika, Lale Devri olarak bilinen dönemde, 1727 yılında matbaasını kurdu. Matbaasında basılan ilk kitap Kitab-ı Lügat-ı Vankulu’dur (Vankulu Sözlüğü). Müteferrika yaşamı boyunca 23 cilt halinde 17 eser basmıştır. Ancak kitapların maliyetlerinin ve buna bağlı olarak fiyatlarının çok yüksek olması matbaacılığın yaygınlaşmasını engelledi. Mütefferika’nın ölümünden sonra matbaa zaman zaman atıl kalsa da çalışmaya devam etti. Matbaanın başına 1754 yılında İbrahim ve Ahmet Efendiler, 1783 yılından sonra Beylikçi Raşid Mehmed Efendi ve Vakanüvis Vasıf Efendi geçti. 1769 yılında Abdurrahman Efendi, Mühendishane Matbaası’nı kurdu. Daha sonra Üsküdar Matbaası (1802) ve sonrasında Takvimhane-i Amire adında bir matbaa daha açıldı (1831). Bu sırada Mısır’da Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Bulak Matbaasını kurdu (1822). 1860’tan sonra matbaacılıkta hızlı bir gelişme görüldü, Encümen-i Dâniş (Bilim Akademisi), Cemiyet-i İslamiye-i Osmaniye, Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye gibi yayın çalışması da olan kurumların, yeni okulların açılmasıyla ders kitabı gereksiniminin artmasının ve Tercüman-ı Ahval, Tasvir-i Efkâr, Mecmua-i Fünun gibi kendi özel basımevlerini kuran gazete ve dergilerin bu gelişmede belirgin etkisi oldu. Basımcılığın hızla gelişmeye başlaması, devlet denetimini de birlikte getirdi. Önceleri izne bağlı olmaksızın açılan özel basımevlerinin, 1856’da çıkarılan bir iradeyle, bastıkları kitapları Takvimhane Nezareti’ne bildirmeleri ve gelirleri üzerinden vergi ödemeleri hükme bağlandı. 26 Ocak 1857 tarihli ilk Matbaa Nizamnamesi’yle basımevi açma Zaptiye Nezareti’nin iznine bağlandı. Kitap basımı da Meclis-i Maarif’in önceden incelemesi ve onayıyla yapılacaktı. 23 Ocak 1888’de çıkarılan Matbaa Nizamnamesi ise basımcılık üzerindeki sansürü koruyor, ayrıca basımevlerinin denetime her an hazır olması, kapıların kilitli olmaması, bitişik binalara herhangi bir biçimde açılmaması gibi hükümler getiriyordu.

      HeIdelberg Matbaa Makinesi
      Hassas mekanik cihaz mühendisliği şirketi Heidelberg tarafından 1904 yılında Almanya’da üretildi. Heidelberg şirketi, 1850 yılından beri matbaa ve baskı makineleri üretmektedir. Bu makine Rahmi Koç Müzesi’ne Duran Ofset tarafından bağışlandı.

      Ali Sami Boyar Gravür Baskı Seti
      Ali Sami Boyar (1880-1967) tarafından Ayasofya Müzesi’nde Müdürlük görevini sürdürdüğü 1940’lı yıllarda kullanıldı. Gravür seti Peter Hristoff tarafından, Ayasofya Müzesi’nde Ali Sami Boyar ile birlikte çalışmış olan dedesi merhum Peter Dimiter Hristoff anısına bağışlandı. Rahmi Koç Müzesi’ne bunun yanı sıra baskı makinesi, baskı makinesi ile kullanılmış olan keçeler, oyma baskı kalıbı, boya merdanesi ve iki gravür baskı örneği bağışlanmıştır.

      Krause Giyotin
      1950’lerde Karl Krause tarafından Liepzig, Almanya’da üretildi.

      Linotype Dizgi ve Ha rf Döküm Ma kinesi
      New York’taki Mergenthaler Linotype and Machinery Ltd. tarafından yapıldı.

      Oyal
      Oyal ailesi tarafından, Rahmetli Ahmet Oyal anısına bağışlandı. Diğer bağışlanan objeler ise; G+BR Tell Schow Berlin SO zarf makinesi, YukaEtiketsiz zarf makinesi, zarf makinelerine ait iki parça, Staufer System el matkabı, markasız ufak zarf makinesi, Baker & Son Fore Street, London marka küçük pres, “Adana-London” yazılı kırmızı küçük pres, Machinen Fabrik für Graphische Gewerbe Hugo Garmine Wien marka matbaa makinesi, Chn. Mansfeld Leipzig, No: 32798, Vertreter: Friedrich Limm, Wien marka pres, No: 19450, CHN. Mansfeld Leipzig, Reudnitz marka cilt presi, Dietz & Listig Leipzig Pusztafi R. és Tsa Budapest 538 marka giyotin, 2 adet deri koltuk, 1 adet sandalye, 1 adet deri döner sandalye, 1 adet kitaplık, 1 adet sehpa, verilen aletlerin takım anahtarları, koli sapı yapımında kullanılan alet, hesap makinesi, telefon, “Durma Çalış” yazısı, stampa seti, Erica marka daktilo, Continental marka daktilo, Çekmeceli küçük sehpa, cam tablalı çalışma masası ve kırmızı ahşap “A. Oyal” yazısı.

      Süleyman Tokgöz
      Yayın hayatına 57 yıl önce 5 bin liraya Almanya’dan aldığı gazete baskı makinesi ile Çanakkale’de ilk matbaayı kurarak başlayan Süleyman Tokgöz’ün kullandığı Heidelberg baskı makinesi de Rahmi Koç Müzesi’nde sergileniyor. Yıllarca tek başına çıkardığı Yeni Gelibolu Gazetesi’nin muhabirliğini, baskısını ve dağıtımını ilerlemiş olan 85 yaşına rağmen yapan Basın Şeref Kartı sahibi Gazeteci Süleyman Tokgöz, bu görevini bıraktığını belirterek baskı makinesini müzeye bağışlamış. Bağışlanan objelerin listesinde ise matbaa makinesi ve motoru, giyotin cilt presi hurafat takımı, kumpas ve ilgili diğer aletler ile eski gazetelerden örnekler bulunuyor.

    • Matbaacılık Teknikleri

      1) Ofset baskı

      2) Tipo baskı

      3) Tifdruk baskı

      4) Serigrafi

      5) Anagram baskı

      6) Hologram baskı

      7) Tampon baskı

      8) Flekso Baskı

      9) Masterflex Baskı

  • Baskının Aşamaları

    Baskı öncesi: Önce tasarım yapılır. Ardından fotoğraf ve yazılar bilgisayara aktarılır. Aktarılan görseller mizanpaj yazılımıyla uygun hale getirilir. Film çıkışları hazırlanır. Filmden sonra prova alınır, Analog provalar denilen denemenin yanında dijital provalarda bulunmaktadır. Bu süreçte oluşturulan metinler ve dijital veriler baskıya hazırlanmış olur.

    Baskı: Film çıkışları alüminyum plakların üzerine aktarılır. Aslında bu işlem kalıp çekme olarak adlandırılır. Film kullanılarak pozlandırma ve banyo işlemleri yapılarak baskı evresi sonlandırılır.

    Baskı sonrası: Baskı sürecinin son aşamasında, baskı sonrası selefon, lak gibi malzemelerin yüzeylerine kaplama uygulanır